Kreşe Ne Zaman ve Nasıl Başlamalı?

Her çocuğun gelişiminin farklı olduğunu göze alarak ortalama bir yaş vermek gerektiğinde 3-3.5 yaş kreşe başlamak için uygun bir yaş olarak görülebilir. Ancak annenin çalışması gerektiği durumlarda yaş biraz daha öne çekilebilir.

Çocuklar kendilerine bakan anneleriyle ve hatta tüm günü birlikte geçirdikleri büyükanne/ bakıcılar ile yoğun bir bağ kurarlar. Bu yüzden kreşe başlama zamanı geldiğinde bağ kurdukları büyüklerinden ayrılmaları çok kolay olmayabilir. Her çocukta farklı gözlemlenen bu durum kimi çocuklarda hafif, kiminde ise şiddetli boyutlarda olabilir.

Altıncı aydan itibaren yakınlarına bağlanan bebekler bir süre yabancıların varlığından rahatsızlık duyar ancak sağlıklı bir ilişki kurulan çocuklar 2.5-3 yaş civarında birçok becerinin de gelişimiyle birlikte ayrılma kaygısından biraz uzaklaşır ve davranışlarıyla kreşe uygun yaşa geldiklerini belli ederler.

Her ebeveyn kendi gözlemlerinden ve hislerinden yola çıkarak çocuklarının kreşe başlama zamanının gelip gelmediğini anlayabilir. Bağımsızlık yolunda birçok sinyal veren çocuklar adeta “Artık hazırım” derler. Tabii bütün bunların yanında tuvalet eğitimini almış olmak, herhangi bir beslenme, sağlık problemi olmaması gibi maddeler de önem taşır.

Kreşe başlarken…

  •  Çocuğunuza öncesinde kreşe başlayacağını anlatın. Kreşin nasıl bir yer olduğunu, çeşitli arkadaşlar edineceğini, her gün oyun oynayacağını, bir şeyler öğreneceğini, spor yapacağını bilmesi gerekir. Bunu yanı sıra kreşin gündüz mesai saatlerinde gidilen bir yer olduğunu, herkesin işe ve okula gittiğini tane tane anlatabilirsiniz.
  •  İlk gün kreşe çocuğunuzu bırakıp hemen gitmeyin. Bu bazı çocuklarda büyük travmalara yol açabilir. Bunun yerine kreşte geçirilecek vakti her gün biraz daha artırmaya çalışabilirsiniz.
  •  İlk gün hatta mümkünse ilk hafta siz de kreşte olun. Çocuğunuz öğretmenleriyle ve arkadaşlarıyla sizin yanınızda tanışabilir. Daha sonra uzak bir köşede oturarak bekleyebilirsiniz. Çocuğunuz muhtemelen defalarca yanınıza gelecek ya da size iyice yanaşıp olan biteni izleyecektir. Çocuğunuz sizden kopamıyorsa zorla diğerlerinin yanına göndermeyin, gözlem yapıp bir süre sonra kendi gitmek isteyebilir. İstemiyorsa da doğru zamanı gözlemleyin. İlgisi sizden başka bir yöne kaydığında yanından ayrılıp uzak bir köşeye geçebilirsiniz.
  •  Kendinizi duygusal hissetmeniz çok normal. Yalnız, çocuklar sizin kaygılı olduğunuzu sezerlerse onlar da kaygılanırlar. Bu yüzden strese kapılmadan kendinizi telkinleyerek bu süreci pozitif atlatmayı hedefleyin.
  •  İlk hafta ilk gün olduğu gibi birkaç saati birlikte kreşte geçirebilir; her gün kreşe gidilen saati biraz daha uzun tutabilirsiniz. Çocuğunuz muhtemelen ilk haftanın sonunda kreşine kısmen alışmış olacaktır.
  •  Bir önemli konu da çocuğunuzun hep orada kalmayacağını bilmesidir. Bu yüzden yanından ayrılırken bilgi vermeyi; “uyku saatinden sonra”, “öğle yemeğinden sonra” geleceğinizi bildirmeyi unutmayın.
  •  Acil durumlar için kreşte numaranız vardır ama yine de sınıf öğretmeninde numaranız olup olmadığını kontrol edin.

Peki çocuğunuz anaokuluna alışamadıysa?

Bazı çocuklar haftalar geçmesine rağmen okula alışamayabilir. Eninde sonunda her çocuk gibi sizin çocuğunuz da alışacak sadece biraz daha fazla zamana ihtiyacı var. Çocuğunuz ve sizin için zor bir dönem, her ikiniz için de en iyisi kendinizi olabildiğince suçlamadan ya da suçluluk duygusuna kapılmadan geçirmeye çalışın. Aşağıdakileri yapmayı deneyebilirsiniz:

  • Çocuğunuz siz gittikten sonra ağlamaya ya da huysuzluğa devam mı ediyor yoksa biraz süre geçince kendine gelip etrafla ilgilenmeye mi başlıyor?
  • Eğer vaktiniz varsa, her gün azar azar sürelerle okula götürmeyi deneyebilirsiniz. Süreyi azar azar arttırın.
  • Birlikte sınıfa girdiğinizde çocuğunuz bir aktiviteyle ilgilenir ilgilenmez odadan çıkmayın. Bu çocuğunuzda güvensizlik yaratabilir. İlgisi başka şeye kayar kaymaz, yanından ayrılın ama odadan çıkmayın.
  • Okuldaki arkadaşlarını çocuğunuzla oynaması için dışarı ya da evinize davet edebilirisiniz.
  • Çocuğunuzun favori oyuncağını/eşyasını da yanınıza götürebilirsiniz.

Çocuğunuza ‘hoşçakal’ derken süreyi uzun tutmayın –bazı çocuklarda ters tepebilir. Ayrıca, ‘hoşçakal’ demeden de kaçıp gitmeyin –güvensizlik yaratırsınız.