Çocuğunuzun Fotoğrafını Sosyal Medyada Paylaşmadan Önce İyi Düşünün!
Yeşim Mutlu bir anne, bir fotoğrafçı, bir blogger ve sosyal medyacı. Yeşim “İnternette çocuk mahremiyeti” üzerine konuşmalar yapıyor, bu konuda bıkmadan usanmadan yazıp çiziyor. Çocuklarımız, en kıymetlilerimizin fotoğraflarını sosyal ağlarda paylaşmadan önce birkaç kez düşünmemiz gereken noktalar var. Yeşim ile Bebedu için bunları konuştuk.
Yeşim merhaba. Hem bir fotoğrafçı, hem de blogger gözüyle hepimizden başka bir şekilde sosyal medyada paylaştıklarımıza bakabildiğini biliyorum. Önce şunu sormak isterim; öncelikle bir anne olarak sen çocukların fotoğraflarının sosyal ağlarda paylaşımına nasıl bakıyorsun, bunu sonra profesyonel anlamda da cevaplarsan sevinirim.
Sevgili Ece, öncelikle benim için son derece önem taşıyan, neredeyse her yerde anlatmaya çalıştığım bir konuya yer verdiğin için teşekkür ederim.
Anne olarak çocuklarımın sosyal ağlarda fotoğraf paylaşımına bakışım çok net. 2013 yılından bu yana sosyal ağlarda son derece temkinli ve özenli fotoğraflar paylaşıyorum. Çocuklarımın fotoğraflarını paylaşırken mahremiyetlerine özen gösteriyor ve onların izni olmadan hiçbir fotoğrafı paylaşmıyorum.
Gelelim işin diğer tarafına. Fotoğrafçı olarak eskiden var olan fotoğraf albümlerinin bugün “Instagram”a dönüştüğünü düşünüyorum. Geçmiş zamanlarda bu albümler sadece aileden kişilere, akraba ve çok yakın kişilere gösterilirdi. Lise yıllarımda aile albümümüzü okula götürmek istediğimde hatırı sayılır bir fırça yediğimi dün gibi hatırlıyorum.
Şimdi günümüze bakalım. Instagram hesabınız gizli değilse bütün fotoğraflarınızı tanıdığınız tanımadığınız herkes görmekte. Yani herkese açık bir Instagram ya da başka sosyal ağ paylaşımında fotoğraflar kullanıyorsanız özel hayat kavramınızı tartışmak gerekir. Ben burada ailelerin fotoğraf paylaşırken kendilerine “Bu fotoğrafı çocuklarımızın iyiliği için mi, yoksa onların üzerinden bir şeyler elde etmek için mi yapıyoruz? diye sormalarını isterim.
Kendimizi daha iyi hissetmek için mi paylaşıyoruz, “çocuğumuz var, harika, bunu eşe dosta gösterelim ve annelik duygularımızı tatmin edelim” diye mi bunu bir irdelemek gerek.
Çocukların neredeyse tüm görüntülerini herkesin göreceği şekilde internet ortamında paylaşmak çok sağlıklı değil.
Bir başkası kendi çocuğunun fotoğraflarını paylaşıp bunu çok doğru buluyor olabilir. Bu kişiden kişiye değişir ve herkesin bakış açısına saygım var. Yazdıklarımı okuyup “Hayır, biz çocuk için paylaşıyoruz’ diyenlere yeniden soruyorum, fotoğrafların paylaşılması çocuklarınıza nasıl bir fayda sağlıyor?
Sosyal ağlarda mutlu anlarımız var hep. Çocuklarımız da hayatın ekseni, paylaşmadan edemiyoruz ama öngöremediğimiz şeyler neler? Her paylaşım bizi nerelere götürüyor, neleri yanlış yapıyoruz, ne yapmalıyız, ne yapmamalıyız, ne zaman aşırıya kaçırıyoruz, bunun bir dozajı var mı?
Bana göre sosyal ağlarda neyi ne kadar göstermek istiyorsak ona göre paylaşımlar yapıyoruz. Açıkçası sosyal ağlarda her fotoğraf üzerine saatlerce konuşabiliriz. Her fotoğrafın saatler süren bir sahne arkası vardır. En iyi fotoğrafı elde edebilmek için en az 20-30 fotoğraf çekenleri biliyorum. Yani en mükemmel, en mutlu, en efsane hallerimizin fotoğrafını paylaşmaya çaba gösteriyoruz.
Oysa durum böyle mi? Mesela geçtiğimiz ay kızlarımla birlikte kısa bir tatil yaptık. Paylaşımlarımız hep keyifli ve güzel an-ılara aitti. Oysa tatil boyunca 5.hastalık ve diş apsesi nedeniyle sabahladığımız tatsız zamanlar yaşandı. Bunların yansıması sosyal ağlarda var mı, yok. YSM olarak paylaşımlarımda özel hayatımızın mahremiyetine özen gösteriyorum. Herkese açık paylaşımlarda daha genel davranıyorum.
Öngöremediklerimiz karşımıza sahte sosyal ağ profili olarak çıkıyor. Sizin adınıza açılmış sosyal ağ kimlikleri sizmiş gibi davranıp arkadaşlarınıza ya da diğer kişilere mesaj yazıp, taciz edebiliyor. Bunları yapmak içinde sizin sosyal ağ fotoğraflarınızı ve bilgilerinizi kullanıyor.
Sahte kimlik açılması artık çok kolay. Bu konuyla birkaç kez karşılaşmış bir kadın olarak herkesin çok dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum. Sosyal ağlarda ve siber dünyada kişisel olan hiçbir bilgiyi paylaşmamayı öneririm.
Günümüzde dijital okur-yazarlık kavramı henüz yeni gelişiyor. Oysa işin karanlık tarafıyla uğraşan kişiler için sizin paylaşımlarınız sonu olmayan bilgi kaynağı. Bu sebeple de ister şifre, ister kimlik bilgisi, ister fotoğraf olsun herkes paylaşırken bir değil iki kere düşünmeli. Akıllı telefonunuzla paylaştığınız verilerin silinmediğini, yer, durum bildirimlerinin büyük kaynak olduğu unutulmamalı. Yanlış yapmak kişiye göre değişse de sosyal ağlarda güvenlik yok.
Bizler her seferinde çocuk fotoğrafını sosyal medyaya koyarak kendi ellerimizle yüksek veri sağlıyoruz. Bu veriler biraz önce de bahsettiğim gibi bazı kişiler tarafından uygunsuzca değerlendirilip hayatımızda stres de yaratabiliyor. Bu sebeple kendimizi frenlemek gerekiyor.
Sosyal ağlarıma baktığınızda özel günler ve bazı tatil anıları dışında aileme ve çocuklarıma ait fotoğraf göremezsiniz. Saymamış olsam da bir yılda aileme/çocuklarıma ait maksimum yirmi fotoğraf paylaşmamışımdır. Buradan fikir alarak siz kendi paylaşım sıklığınızı yaratabilirsiniz.
Sen yılda yirmi diyorsun ama 5 yaşına kadarki dönemde bir çocuğun yaklaşık bin fotoğrafı sosyal medyada paylaşılıyormuş. Rakam bana korkunç geldi. İşin bir de çocuk boyutu var. Aslında onlar da pek sevmiyorlar ebeveynlerin fotoğraf paylaşmasını değil mi?
Çoğunlukla hepimiz çocuklarımızla ilgili birçok fotoğraf paylaşmışızdır. Çocuklar şu an neyin ne kadar paylaşıldığının farkında değil. Bak burada 5 yaş diyoruz. Yıllar sonra
Instagram ya da diğer ağlar ne durumda olur bilmiyorum ama siz mahkeme kararıyla size ait bilgi ve fotoğrafları sildirmediğiniz sürece size veya çocuğunuza ait bilgileri arayan kişiler fotoğraflarınıza ve adınıza üretilen içeriklere her zaman ulaşabilir.
Yirmi sene sonra, yüzlerce fotoğrafı herkesin erişiminde olan bir çocuk, bu durumdan memnun olacak mı? Çocuk bunu değiştirmek istediğinde, gerçekleştirmesi mümkün olabilecek mi? Böyle bir durumun çocuk üzerinde oluşturacağı olumsuz etkileri bugünden tahmin etmek oldukça zor. Ya çocuklarımız karar verme aşamasına geldiğinde bizim paylaştığımız fotoğraflardan rahatsız olursa, ya da “Hangi hakla her halimi sosyal medyada paylaştınız? Bunu yaparken bana sordunuz mu?” diye bizi sorgularsa cevabımız ne olacak?
Eğer çocuk öğretilmemişse ve zorlanmamışsa durduk yerde “fotoğraf çektirmek “istemiyor. İşim gereği doğum günü, özel gün vb fotoğraf çekimlerinde fotoğraf çektirmek istemeyen çok çocukla karşılaştığım için bunu da rahatlıkla size söyleyebiliyorum. Eğer çocuk bu işi profesyonel olarak yapmıyorsa (çocuk giyim modelliği vb) benim gördüğüm ısrarla fotoğraf çektiren çocuk yok 🙂
Kendi sosyal ağlarında çocukların kendi fotoğraflarını paylaştıklarını da görüyoruz. Kimi gayet masumane. Ama çocuk çocuktur ve bizim kadar filtreleyerek, süzgeçten geçirerek paylaşım yapamayabilirler. Hatta bazen öyle çocuk, ergen hesapları görüyorum ki, bakmaktan utanıyorum. Küçük kadınlar gibi giyinmeler, kıpkırmızı rujlar, ellerde kadehler, yaş 13! Bu çocukların da mutlaka bir annesi babası var. Ben görünce utanıyorum ama aile bir şey yapmıyor! Bu konuda ne düşünüyorsun?
Çok üzülüyorum. Bu çok endişe verici bir durum. Çok erken yaşta yüzlerce fotoğrafı ortada olan bir çocuk, ileride teşhiri normal kabul edebilir ve hayatının ne kadarının özel olduğunu ayıramayabilir. İşte sorun burada başlıyor. Bugün 13 yaşında çocuk kırmızı ruj, şarap vb fotoğraf paylaşıyorsa bu çocukların hangi özel fotoğraflarının paylaşıldığına bakmak lazım. Instagram bile ülkemizde 7 yıldır kullanılıyor. Bu çocuğun ailesinin 5 yıldır Instagram kullandığını düşünürsen ve aile sürekli benzer paylaşımlar yapmışsa bu çocukların bunu normal kabul etmesi doğal.
Hali hazırda bu sorunun yaşandığı Avrupa’da, çocukların mahremiyet duygusunu anlatan kamu spotları çekilirken konuyla ilgili içeriğe ülkemizde dikkat çeken çok az kişi var. Ama yakın gelecekte çocuk alanında uzman kişilerin bu yönde çalışmalar yapmasını ümit ediyorum. Anne, fotoğrafçı ve sosyal medya insanı olarak her zaman bunu anlatmaya devam edeceğim. Çocukların mahremiyet haklarını gözetip korumak ebeveynlerin görevidir, bu sebeple çocukların sosyal ağ hesaplarını sürekli kontrol edip uygun olmayan paylaşımları kaldırtmalıdırlar.
İşin en kötü taraflarından biri de pedofil vakaları. En kıymetlimiz çocuklarımızın fotoğrafını paylaşırken hiç aklımızdan geçmeyen bir konu. Sen ne dersin?
Çok korkunç. Ülkemizde fazlasıyla örneğini görmek mümkün. Yukarıda da belirtiğim gibi sizi takip eden her anlamda kötü niyetli insanlar olabilir. Çocuk mahremiyetine her şartta özen gösterin. Çocuklarınızın çıplak fotoğraflarını paylaşmayın. Ve gelecekte onu utandırabilecek, kendi yaşıtları tarafından alay konusu olabileceği paylaşımlar yapmayın. Ayrıca bir ebeveyn dahi olsanız her türlü teşhir, istismardır.
Çocuğunuzu pedofillerden korumak için;
Çocuğunuzun her anını sosyal medyada paylaşmayın.
Asla çıplak çocuk fotoğrafı paylaşmayın (maalesef hala banyoda, havuzda, sahil kenarında çıplak fotoğraflar paylaşılıyor).
Başkalarının çocuklarını izin almadan paylaşmayın.
Ev, okul, yazlık vb. bilgileri belirtmeyin.
Tuvalet fotoğrafları ne olur paylaşmayın (tuvalet eğitimi fotoğrafları). Kimsenin bunu görmeye, çocuğunuzu da ileride utandırmaya bir ihtiyaç yok
Gelecekte anne babasına dava açan çocuklar görecek miyiz?
Türkiye’de henüz durum bu noktada değil. Ama anne, baba çocuklarının internet ortamında kullanımı ile ilgili birbirlerine dava açıyor. Birçok uzman kişi (avukat, pedagog) konuyla ilgili uyarılarda bulunuyor, yakın zamanda davalar söz konusu olabilir diye düşünüyorum.
Durum yurtdışında ise çok farklı. Fransa, çocukların internette yayınlanan fotoğrafları sebebiyle ebeveynlerine dava açabileceğini duyurdu. Bizde dava açmayı kenara koyun, daha “Fotoğrafı paylaşmayın” yönünde kamu bilinirliği yok. Geçtiğimiz yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı okullarda, sınıflarda kişilerle ilgili çekilen her türlü fotoğraf, video ve ses kaydının başta sosyal medya olmak üzere siber mecralarda paylaşılmasının uluslararası sözleşmelere, anayasaya ve 1739 sayılı kanuna aykırı olduğunun altını belirterek yasakladı. Bana göre bu çok önemli gelişmedir.
Sen başka ne söylemek istersin? ☺
Çocuklarımın okulunda ve diğer konuşmacı vb olarak yer aldığım her yerde “Sosyal Medyada Çocuk Mahremiyeti, Çocuklara Güvenli Sosyal Ağ Kullanımı, Dijital Okur-Yazarlık, İnternet ve Tehlikeler” vb. başlıkların ders olarak okutulması gerekliliğini anlatıyorum. Umarım bu yazıyı yetkili kişiler okur ve gündemine alır.
Yapmış olduğumuz bu keyifli söyleşiyi bir kişi dahi okuyup kendi paylaşımlarını gözden geçirse çocuklar adına çok mutlu olurum. Ayrıca ebeveynlere de söylemek isterim ki çocukların fotoğraflarının sosyal medyada paylaşılması çocuk haklarını ihlal etmektedir. Size masum görünen paylaşımlar, masum olmadığı gibi çocuklar tehlikelere açık hale geliyor. Lütfen fotoğraf paylaşırken bir değil on kez düşünün 🙂
Çok teşekkür ederiz.
Ece çok önem taşıyan bu konuya yer verdiğin için ben çok teşekkür ederim.
Yeşim Mutlu Hakkında
İstanbullu fotoğrafçı, blogger ve 3 kız annesi Yeşim Mutlu 2005’te YSM Photo Blogunu kurdu. Okuyanların ihtiyacını da göze alarak tipik “anne blogger” terimini aşan Yeşim bloğunda birçok konuya yer veriyor.
Anne olmak, Sosyal Medya, Hayat ve fotoğraf hakkında üniversitelerde, sektörel konferanslarda, hastanelerde vb birçok yerde konuşmacı olarak yer alıyor.