Çocukluk Çağında En Sık Görülen Kanser: Lösemi

Çocukluk çağında kanserler arasında yüzde 30-35 oranında görülen lösemi (Her yıl 3500 çocuğa kanser teşhisi konuluyor.) halk arasında kan kanseri olarak biliniyor. Çoğunlukla 2 ila 5 yaş arasında görülen lösemi genetik faktörler ya da çevresel etkenler yüzünden olabiliyor. Erken teşhisle iyileşme olasılığı oldukça yükselirken, ebeveynlerin belirtilere dikkat etmeleri büyük önem taşıyor. Bazı belirtiler başka hastalıklarla karışabilirken, özellikle ciltteki morluklara karşı dikkatli olunması gerekiyor.

Türkiye’de her yıl 16 yaşın altında 1200-1500 çocuğa lösemi teşhisi koyuluyor. Kanserli Çocuklara Umut Vakfı (KAÇUV) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İnci Yıldız, hastalıkla ilgili önemli bilgiler veriyor;

“Çocukluk çağı kanserlerinin çoğu 5 yaşına kadar ortaya çıkar ve hızlı gelişir. Özellikle lösemi en çok 2- 5 yaşları arasında ortaya çıkar. Kanser, iyi bir tedavi ve moral desteği ile yüzde 85′ lere varan oranda iyileşme sağlanabilen bir hastalıktır.”

 

Türkiye’de çocuklarda en çok lösemi ve lenf bezi kanserleri görülüyor

Türkiye’de lösemiden sonra ikinci sırayı lenf bezi kanserleri (Hodgkin ve Hodgkin-dışı lenfoma) alıyor. Bunları sırasıyla; sinir sistemi tümörleri, böbreküstü bezi tümörleri, böbrek tümörleri ve yumuşak doku ve bağ dokusu tümörleri izliyor.

Çocuk kanserleri genellikle hızlı çoğalan, büyüyen kanserler olarak biliniyor. Birkaç hafta hatta günler içinde hızla büyüyüp belirgin hale gelebiliyor. Hızlı büyüdükleri için de ilaç tedavisi (kemoterapi) ve ışın tedavisine (radyoterapi) duyarlıdırlar. Çocuk kanserleri cerrahi, kemoterapi ve gerektiğinde de radyoterapi yöntemleri ile tedavi edilebiliyor.

 

Niçin oluyor?

Genellikle geçirilen bazı virüs enfeksiyonlarının (EBV ve HIV gibi virüsler) bağışıklık sistemini çökerterek kansere neden olduğu düşünülüyor. Bunun yanında bazı genetik yatkınlıklar da tümör oluşumuna sebep olabiliyor (Li -Fraumeni sendromu, Beckwith Wiedemann sendromu gibi). Ancak içme suyuna karışan nükleer atıklar, tarımda kullanılan böcek ilaçları, hormon tipi gübreler de yediğimiz besinlere geçerek kanserojen etkisi yapıyorlar.

 

Hava kirliliğinin lösemiye yol açtığını gösteren araştırmalar her geçen gün artıyor. 2015 yılında Fransa’da yapılan bir araştırma (https://www.reuters.com/article/us-health-airpollution-kids-leukemia/benzene-in-traffic-emissions-tied-to-childhood-leukemia-idUSKCN0S02Q520151006lö) arabalardan çıkan egsoz dumanı (benzen) ile lösemi arasında bir ilişki tespit etti.

 

Erken teşhis ve farkındalık hayat kurtarıyor

Dünyada yılda 350 bin çocuk (15 yaş altı), Türkiye’de ise yılda yaklaşık yaklaşık 3 bin 500 çocuk yeni tanı konarak, kanser tedavisi görüyor.

Erken teşhis konan çocukluk çağı kanserlerinin sağ kalım oranlarının yüksek olması erken teşhis ve farkındalığın önemini gözler önüne seriyor.

 

Kesin tanı kemik iliğinde

Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Canpolat, “Morluklar başta olmak üzere bazı belirtilerde çocuk hemen en yakın sağlık merkezine götürülmelidir. Kesin tanı hastanın kemik iliğinin alınarak ilgili bölümlerde incelenmesi ile konulur. Tanıda süratli davranmak ve tedaviye erken başlamak hayati önem teşkil etmektedir.” diyor.

 

Morluk hematolojik bir hastalığa işaret edebilir

Çocukların ciltlerinde oluşan morlukların nerede belirdikleri çok önemli.

Diz üzerinde ve/ veya vücudun yumuşak bölgelerinde çıkan morluklar görülürse bir doktora başvurmak gerekiyor.

Dizden aşağı olan morluklar genellikle hareketlilik, yaramazlık esnasında çarpma nedeniyle oluşabilir. Diz altında yaklaşık 4-5 morluk normal iken, diz üstündekilere daha fazla dikkat etmek gerekiyor.

 

Çok sayıda morluk varsa…

Dizin üst kısmında çok fazla sayıda morluk oluşmuşsa, çarpma, darbe söz konusu değilse, morluklar büyük ebatlardaysa vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekli.

 

Burun ve diş eti kanamaları

Bu tür morluklara burun ve diş eti kanamaları ile idrar ve dışkıda kanama gibi bulguların da eşlik etmesi durumunda tablo daha da ciddi bir hal alıyor.  Nedeni belli olmayan ve uzun süren ateş, karaciğer, dalak ve lenf bezlerinin büyümesi, vücutta geçmeyen küçük noktasal kanamalar, kol ve bacak ağrıları, çabuk yorulma, halsizlik ve solukluk gibi belirtilerin de yakından takip edilmesi gerekiyor.

Prof. Dr. Cengiz Canpolat “Özellikle çok esmer çocuklarda oluşan morluklar zaman zaman gözden kaçabilmektedir. Bu nedenle aileler yakın takipte olmalıdır. Tanıda süratli olmak ve tedaviye erken başlamak kritik önem taşımaktadır” diyor.