Çocuklarınızın Sahip Olduğu Potansiyeli Ortaya Çıkarın

Çocuğunuz büyüdüğünde “keşke, bugün ki aklım olsaydı …” dememek, değerleriniz doğrultusunda bir çocuk yetiştirmek istiyorsanız, bir kitap önerimiz var.  Profesyonel Koç ve Eğitmen Neslihan Erdoğdu’nun yeni kitabı “Fark Yaratan Anne Baba” tam da bu konulara değiniyor. Bebedu için Neslihan Erdoğdu ile görüştük.

 

Neslihan Hanım merhabalar, kitabın önsözünde 23 yaşında bir kızınız olduğunu ve şimdiki bilincinizle, eğer başa dönseniz birçok şeyi daha farklı yapacağınızı söylüyorsunuz. Henüz ebeveyn olmayan ya da yeni anne babalara kısa kısa hangi tüyoları vermek istersiniz?

Benim keşkelerim epey fazla, en çok da çalışma temposuna dair. Çalışma hayatında o zaman çok önemsediğim, kendimi parçaladığım, çocuğumdan kendi kendimden çaldığım zamanlar için çok hayıflanıyorum. O zaman için çok önemli gördüğüm şimdi ise hiçbir önemi olmayan şeyler için çok üzülüyorum.

Tüyodan ziyade ben daha sorgulayıcı olmalarını öneririm, hatta dilerim.Bu yüzden kitapta çokça soru var…

 

“Çocuklarımızın sahip olduğu potansiyelleri ortaya çıkarmak” çok anlamlı ve çok önemli. Bunu yapabilmek için nereden başlamalı?

Ziyan olan o kadar çok genç hayatına tanıklık ettim ki bu benim üzüldüğüm ve çok önemsediğim konulardan biri. Çocuklarımızın potansiyelini ortaya çıkartmak için, onları teknolojiye terk etmemek ve değişik ortamlarda gözlemlemek gerekir. Çocuğumuz neyi keyifle sıkılmadan, tutkuyla yapıyor bunu fark edeceği durumlar yaratılmalı.

Yoksa herkesin çocuğu bale yapıyor diye bale, keman çalıyor diye keman çaldırmak değil potansiyeli bulmak.

Anne baba olarak gözlemci ve ilgili olmak kritik. Ama anne babalar teknoloji esareti yaşarken çocukları ile anlamlı ve geliştirici ilişki kuramazlar.

 

İş ebeveynde bitiyor

 

Kitabınız “Fark yaratan anne baba” idealimizdeki çocuğu yetiştirmekle ilgili birçok öneri sunuyor, anne baba olarak bizlerin farkındalığını artırmayı amaçlıyor. İş aslında çocukta değil, ebeveynde bitiyor öyle değil mi?

 

Tam da bunu söylemek istiyorum… Demek başarmışım. Çocuğum öyle, çocuğum şöyle diyen anne babalar var. Şikayetleri dinlerken aklımdan hep şu geçiyor ”iyi de çocuk bu hale nasıl geldi, sizce?” Evet ben kitapta şunu demek istiyorum. Sorun SİZDE…azıcık kendinize dönün ve bakın…

 

Anne- baba olarak bir vizyon oluşturmayı öneriyorsunuz. Sanırım koçluk yaptığınız için böyle bir bakış açısı geliştirebiliyorsunuz. Genellikle iş yaşamında duyduğumuz bu “vizyon oluşturma” meselesi hakkında bize bilgi verebilir misiniz?

 

Bu soru için de çok teşekkür ederim, çünkü bu da belki de pek gündemde olmayan bir şey.. Evet şirketlerin vizyonları olur ve oraya doğru yürür. Oysa bebek/çocuk tarafında hep cicili, bicili kısmına takılıp kalıyoruz. Çocuk sahibi olmayı düşünen, olan anne babalar şu soruyu sorsun istiyorum; çocuğum hangi değerlere sahip olsun. Ben bir anne baba olarak topluma çocuğumla katkı sunuyorsam, topluma nasıl bir evlat yetiştireyim. Bunu meslek, statü vb. kavramlar üzerinden değil, tamamen değerler üzerinden düşünmeye davet ediyorum. Çünkü bugün sıkıştığımız temel nokta şu ki, değerler olmayınca üstüne ne koyarsak koyarsak taşımıyor.

 

Dikkat çeken bölümlerden biri anne-baba olarak bizim kaygılı, hatta korku dolu halimiz; “Dikkat et düşersin” ile başlayan, kimseye güvenemediğimiz için çocuğumuzu da inanılmaz boyutlarda kaygıyla büyüttüğümüz yıllar ve yıllar… Ama sanırım burada ülke koşulları da bizi etkiliyor. Tecavüzden şiddete duyduğumuz, gördüğümüz her şey buna neden oluyor. Siz ne dersiniz?

 

Bence ebeveynin en baştaki sorumluluğu sağlık ve güvenlik konusunda çocuğunu doğumdan itibaren koruyup kollamak ve doğru olanı yapmak. Elbette kontrollü olacağız, koruyacağız ancak yaş dönemlerine göre çocuklarımızın neleri yapıp yapamayacağını öğrenmek bilmek çok kolay artık. Bilgi çağındayız. Biz anne babalar olarak çocuklarımızı hayata hazırlamakla da sorumluyuz aynı zamanda. Hep direktif verirsek, bunu yapma, şöyle ol, bunu yap diye biz olmadığımızda ne yapacaklar. Böyle o kadar çok çocuk var ki sosyal becerileri gelişmemiş. Bu iyilik asla değil. Evet sosyal ortamda epey tehlike var hele büyük kentlerde, bunun için de çocuğumuzu hem bilinçlendirmek hem de sosyal olgunluğa taşımak gerekiyor. Onu kollayarak tehlikelerden koruyamayız.

 

İyi bir anne- baba olmak; almak ve yapmak değil, almamak ve yapmamak” diyorsunuz. Okuyucularımıza biraz açıklar mısınız çünkü söz konusu çocuklarımız olduğunda almamak ve yapmamak biraz doğamıza aykırı gibi.

 

Ezber bozan anne baba olsun kitabın adı diye düşünmüştüm bir ara. Ezberimiz almak ve yapmak üzerine, ben diyorum ki almak ve yapmak her zaman onun yararına değil. Kitapta kızımın bilgisayar örneğini yazdım. Bir süre para biriktirdi, oysa hemen alabilecek durumdaydık ama biriktirmesi ona verdiği değeri belirliyor. İnanır mısınız kızım hala eşyalarına çok değer verir ve önemser. Belki tek bu olaydır nedeni.

Kitapta bir sorum var “çocuğunuzu ağlatacak kadar seviyor musunuz?” diye. Bence her istediğini almak ve yapmak sevgi göstergesi değil, burada anne ya da baba da bir sorun var demek. İnanın yakından bakmak lazım. Ben zaten biraz otomatik pilottan çıkmayı sağlamak istedim.

 

Kitabın başında boşanmış ve çocuğunu tek başına yetiştiren bir anne olduğunuzu öğrendik. Türkiye’de hızla artan boşanmaların ardından birçok çocuk aynen sizin çocuğunuz gibi tek ebeveynle büyüyor. Ülke koşullarında tek başına çocuk büyütmenin zorlukları da tabloya eklenince birkaç öneri de tek başına çocuk büyüten ebeveynler için alabilir miyiz?

 

Koçluk benim çok işime yaradı. Çünkü önce beni kendi dengelerime getirdi.  Ne isteyip istemediğim, kendi yaşam tatminim, yaşam amacım ve benzeri konularda kendi yolculuğumu tamamladığımda daha huzurlu ve bütünlenmeye başlayan bir anne olduğumda kendi eksiğimi çocuğumu mutlu ederek ya da şımartarak tamamlamaktan vazgeçtim. Boşandığımda kızım çok küçük değildi, ergenlik dönemine girmişti ve belki de benim için çok daha kritikti koçlukla tanışmam. Önerim koçlukla tanışsınlar. Ama lütfen araştırarak. Zira bu konu çok istismar ediliyor.

 

Son olarak; bu kitabı kimler okusun?

Herkes diyeceğim ama gerçekten öyle..Gençler ve çok yaşlılar hariç  herkes okuyabilir. Şaka bir yana çocuğu olmayanlar çocuk sahibi olmaya karar vermeden önce hemen okusunlar. Çocuğu bebek olanlar hemen başlasınlar, çocukları daha büyük olanlar için birkaç nokta gereksiz ama onunda dışındaki tüm bölümler çocuk sahibi olan her anne babaya gerekli. Özetle bu kitap yaştan bağımsız.

 

Teşekkürler.