Çocuk Resimleri Nasıl Yorumlanmalı?

Çocuklar büyüme evresinde kendilerini, duygularını sözel olarak ifade etmekte zorlanıyor. Çocukların iç dünyasına dair ipuçları ise bazen çizdikleri resimlerden yola çıkarak anlaşılıyor. Resim çizerken kullanılan renkler, figürler, çizgilerin orantısı çocuğun anlatmak istediği ve ifade edemediği duyguları bize gösteriyor.

 

Çocuk Kaygı Terapisti ve NLP Uzmanı Burcu Polatdemir ile çocukların resimleri ve bize ne anlattıklarıyla ilgili bir röportaj gerçekleştirdik.

 

Burcu Hanım merhaba. 0-6 yaş için çocuklar ve resimlerini konuşursak, yaş yaş neler çizerler sizden öğrenebilir miyiz?

Çocuklar 2-3 yaşlarında küçük kas motorlarının gelişimiyle birlikte karalama dediğimiz çizgilerle herhangi bir temsil etme amaçlı olmayan şekiller çizerler, ortaya çıkan bu şekiller biçime karşı algısının geliştiğini gösterir, bu ortalama 3 yaşlarına rastlar, tipik bir kafa çizebilir, 4 yaşına geldiklerinde insan figürünü kollar bacaklarla beraber çöp adam ifadesini kısmen yansıtabilir.

 

5 yaşla birlikte kalem kontrolü geliştiği için ayrıntılar parmaklar, kulaklar çizilebilir. Çocuk yavaş yavaş çevresini de yansıtmaya başlar, mesela şehir hayatında yaşayan bir çocuğa ev çizmesi istendiğinde çok camlı uzun apartman ya da bahçe/ ağaç çizebilir.

 

6 yaşına gelen çocuk resimlerinin oranları daha fazla gerçekçi olmaya başlar, ayrıntılar çoğalır ve resmin çizildiği kâğıdın dağınık yerlerine farklı objeler çizmektense figürler bir merkez etrafında toplanır.

 

Belirli bir yaşta “çizmesi gerekeni çiz(e)meyen çocuklar için ebeveynler ne düşünmeli, bir sorunun habercisi gibi görülmeli mi?

Çocuklarda bireysel farklılıkları göz ardı etmemekle birlikte çizmesi gerekenden ziyade kağıdın kullanımı, nesnelerin boyutları bize bazı konularda ipucu verebilir. Bununla birlikte tabi 36 ayda başlayan çöp adam çizimleri 6 yaşta da aynı şekilde çiziliyorsa bir problem olabilme ihtimali artar. Düşük yetenekli çocuklar daha ilkel karalamalar yapabiliyor.

 

Resimlerde renkler ne ifade ediyor, ebeveynler olarak renkler konusunda neler bilmemiz gerekiyor?

Tabi renkler oldukça geniş bir perspektif. Her rengi kullanma nedeni tek başına şu sonucu çıkarır demek doğru olmaz, özellikle kız çocukları daha fazla renk kullanmaya yöneliktir.

Bu bazen kendi de renkli boyalarla boyamaktan mutlu olduğu için, çocukça bir duyguyla güzel resim yapmak için de olabilir. Mesela sevdiği aile bireyleri ya da çevresindeki kişilerin resimlerinde sevdiği rengi kullanır. Pembeyi seven çocuk, annesine olan sevgisini üzerindeki elbiseyi pembeye boyayarak yansıtabilir.

4 yaşında kullanılan renkler sarı, mavi, kırmızıyken ortalama 5 yaşta renk skalası daha da canlanabilir. Birkaç örnek vermek gerekirse, sarı rengi sıkça kullanan çocuk çoğunlukla mutlu bir çocuktur, daha çok kahverengi, siyah, mor ve benzeri koyu renkler hüznü ve melankolik ruh durumunu anlatabilir. Sıcak, canlı renkleri ağırlıklı kullanıyorsa turuncu, yeşil, sarı, kırmızı gibi; mutlu bir çocuktur denebilir.

Koyu renk çizimleriyle inanılmaz gece resmi çizen bir öğrencim vardı, ruhunu o kadar başarılı şekilde yansıtıyordu ki mesela yeteneği olduğunu böylece keşfettik, yaşından üstün bir performans çıkarmıştı. Ya da tam tersi bir örnek vermek gerekirse; sürekli şiddet içerikli çizgi film izleyen başka bir öğrencim elinde bıçaklı, baltalı ve yorumları da oldukça kaygı verici olayları betimliyordu. Dış dünyada korkuya, tehditte veremediği tepkiyi iç dünyasından resimlerle verebilir, bir çeşit bastırılmış duyguların yansımasıdır. Yineleyeceğim sürekli ama çocuğun bireysel farkını ve yaşadığı çevreyle bağını unutmamalıyız.

 

Çocukların çizdikleri resimler nasıl yorumlanmalı? Nelere dikkat etmeli?

Çocuklar herhangi bir müdahale yoksa eğer (yani ebeveyn sürekli ağaç öyle olmaz, saç bu renk mi olur gibi yorumlar bunlar) çizdikleri resimde az ya da çok mutlaka bazı mesajlar verir, burada her çizdiği çizgiden sonuca da varmıyoruz, yok da saymıyoruz.

 

Birçok patolojik bulgu emareleri resimlerle saptanabilir

Çocuk manzara resmi çizerken de ailesinden, çevresinden izlenimlerini aktarır, yaşadığı dünyada onu etkileyen şeyleri ruh dünyasından aktarır, mantığı tam olarak gelişmediği için. Saf verilerdir bunlar aslında. Güneşi resmin ortasında mı kullanıyor, kenarda mı kalıyor, gülen bir güneş mi, farklı renkte mi? Genelde güneş anneyi yansıtır resimde. Resim kâğıdını nasıl kullanıyor, çizgileri belirgin ve baskın mı, figürlerin boyutu büyüklükleri, küçüklükleri oldukça fazla veri var aslında bakılması gereken.

 

Resimler çocukların iç dünyalarının dışavurumu ise birer ebeveyn olarak çok daha dikkatli, titiz bir şekilde bu resimlerle ilgilenmemiz gerekmez mi? “Sadece resim” deyip geçmemek gerekiyor değil mi?

Daha önce de belirttiğim gibi her çizdiği çizgiden bir şey çıkarmak, sonuca varmaya çalışmak iyi bir sonuç vermez. Resimler çocuğun iç dünyasının dışa yansımasıdır evet ama resimde siyah bir obje çizdi diye de olumsuz gözlem çıkarmamalıyız, bunu bir çizgi film karesinde ya da bir kitap ya da herhangi bir yerdeki gazeteden, TV ekranından görmüş olabilir. Ama çocuğun resmini yönlendirmeden farklı tepkiler vermeden “burada ne anlatmak istedin?’’ diye sorabiliriz.

Eğer bu bir sahne ya da anlatmak istediği olaysa geçici bir durum olabilir. Ama ağırlıkta ve sıklıkla aynı objeleri koyu renklerle boyama eğilimindeyse ebeveynine vermek istediği bir mesaj olabilir. Ailedeki ortamın, çocuğun davranışlarının, nasıl bir yerde yetiştiğinin vs gibi bilgilerle değerlendirilmesi daha sağlıklı olur. Çocuk istismarı olan ailelere mensup çocukların resimleri üzücü ki kaygı verici olabiliyor.

 

Ebeveynleri bu konuda bilgilendirecek kaynak (kitap vs) önerileriniz var mı?

Ben çocuk gelişimi ve yetiştirilmesi konusunda Doğan Cüceloğlu hocamızın kitaplarını oldukça iyi kaynaklar olarak görüyorum. Ebeveynler çocukları resim çizerken yönlendirmemeliler çünkü özgün dışavurumu bu şekilde sekteye uğrar, eğer ev çiz diyorsanız resmi bitirene kadar herhangi bir müdahalede bulunulmamalı, teşvik edilmeli. Ne anlatmak istendiği sorulabilir, bu zamanla gelişecek bir aktivite sonuçta. Çocuk iç dünyasını çizgilerle, boya kalemleriyle betimliyor, sanatsal bir faaliyette olmadığını da aklımızdan çıkarmamız gerek.

 

Çocuğunun resimlerinde kaygı, üzüntü veya herhangi başka bir durum gözleyen ebeveynler ne yapmalı?

Bu durumun sürekli olup olmadığı ve çocuğun nasıl davranışlarda bulunduğu da önemli bir bilgi. Rutinde ne yapıyordu, artık ne yapmıyor? Eve gelince her şeyi annesine anlatan çocuk artık anlatmıyor mu? Hayali bir arkadaşı mı var? Artık anlattığı olaylar daha mı az heyecanla paylaşılıyor onun tarafından…

Birçok soru sorabiliriz, her çocuğun dinamiği farklı tahmin edeceğiniz gibi. Ebeveynler çocuklara ‘’ bugün ne yaptın anlat bakalım’’ demekten ziyade önce kendileri o günkü yaptıkları aktiviteleri duygularıyla paylaşsınlar, sonra da onların anlatmalarına teşvik edebilirler.

Örneğin; “ben bugün evimizde ihtiyacımız olan meyveyi almaya gittim, hava da güneşliydi, sen de okulda teneffüs saatinde dışarı çıkıp hava alabildin mi?’’ gibi bir anlatım olabilir ya da çocuğun gideceği aktiviteye göre bu durum çeşitlenebilir. Belirli bir süre herhangi bir çözüm alınamazsa bir uzmana başvurmalarını öneririm.

 

Teşekkürler.

 

Burcu Polatdemir Hakkında

Çocuk Kaygı Terapisti ve NLP uzmanı olarak çalışıyor. İstanbul Üniversitesi lisans eğitimi sonrası eğitimini Almanya Münih‘te bulunan VİVA Coaching and Therapy Enstitüsü’nde tamamladı.

Quantum alanında çalışmalar ve araştırmalar yapıyor. Kaygı ve endişe terapisi, çocuklarda kaygı ve stres, bireysel koçluk, öğrenci koçluğu ve satış koçluğu alanlarında çalışıyor. Çocuklarda duygu, davranış ve çocukların temel ihtiyaçları konusunda özel eğitimlerle birlikte Çocuk Gelişimi Yüksek Lisans eğitimine devam ediyor.